ülkere göre yaşlılık ve emeklilik yaş sınırları



Ülkelerin kanunlarında ve uygulamalarında yaşlılık ve emeklilik tanımları farklı farklı yapılmıştır. Ülkemizde dahil olmak üzere bazı ülkelerde bu sınır 65 yaş olarak belirlenmiştir.

Bir ülkede yasayan tüm bireylerin sosyal sigortalar kapsamında yer alması beklenilir. Bu hedef sosyal devlet ilkesinin de bir gereğidir. Ancak, bazı ülkelerde bu olanaktan yoksun kalan kesimlerin sosyal güvenlik gereksinimlerinin karşılanabilmesi, ancak kurulu sosyal güvenlik sisteminin sosyal yardım ve sosyal hizmet gibi araçlarının yardımıyla gerçekleşebilir. Bu nedenle, yaslı nüfus belirlenirken, sosyal yardım ve hizmetlerden yararlanabilmek için hukuki düzenlemelerin öngördüğü kronolojik yas sınırı ile yaslılık sigortasından yararlanabilmek için öngörülen kronolojik yas sınırı birlikte irdelenmelidir.

Sosyal yardımlardan yararlanabilmek için hukuki düzenlemelerin öngördüğü kronolojik yas sınırı ile yaslılık sigortasından yararlanabilmek için öngörülen kronolojik yas sınırları arasında ülkeler arasında bazı farklılıklar bulunsa da 65 yas ölçütünün bu alanda da uluslararası kuruluşlar tarafından benimsenerek yaygın bir uygulama alanı bulduğu görülür. Örneğin; emeklilik yası, kadın için Avusturya, Belçika, Fransa, İngiltere ve Tunus’ta 60, Almanya’da 65, Ürdün’de 55 dir. Erkeklerde ise Avusturya, Belçika, Almanya ve İngiltere’de 65, Fransa, Ürdün ve Tunus’ta 60, Uganda’da 55’dir.

Çalışma çağı dışında tutulma yası ile yaslılık sigortalarından yararlanabilme yası çoğu kez birbiri ile çakıştığı için de, 65 ve yukarı yas gruplarında yer alanlar yaslı nüfus olarak kabul edilebilir. Bu çalısmada da, yukarıda sıraladığımız tüm nedenler dolayısıyla, yanılgı payı kabul edilmekle birlikte, kronolojik yas tanımlaması kabul edilecek ve 65 yas ve üzeri yastakiler yaslı olarak tanımlanacaktır.

Ancak, unutulmaması gerekir ki; birden çok yas ölçütünün aynı ülkede, aynı anda geçerli ya da uygulamaların kademeli bir yararlanma düzenine dayalı olması hallerinde kronolojik yasa ilişkin geliştirilen yaklaşımın tutarlılığı da azalacaktır. Bu nedenle yukarıda ifade edilen ölçütler değerlendirilirken; her ülkenin kendine özgü koşullarının, örneğin ortalama yasam uzunluğu, sosyal güvenlik sistemlerinin kapsamı ve zenginliği, sosyal politikalarının gelişmişlik düzeyi, işgücü piyasasının koşulları vb. gibi etkenlerin varlığı da gözden ırak tutulmamalıdır.