Parkinson hastalığının tedavisi
Parkinson hastalığında tedavinin amacı hastanın kendi başına işlerini yapabilmesinin sağlanmasıdır. Parkinson tedavisinin asıl amacı hastayı aktif, bağımsız ve kendi başına karar vererek kendi işini yapabilen hale getirmeyi sağlamaktır. Uygulanan tedavi sonrasında hastanın her sorunu düzelecek diye bir kaide yoktur.
Zaten Parkinson hastalığında kullanılması için geliştirilmiş ve Parkinson hastalarının tedavilerinde kullanılan sınırlı sayıda ilaç vardır. Bu ilaçların temel vazifesi beyinde az salgılanan ya da eksik olan Dopamini sağlamaktır. Ya da beyinde salgılanan Dopamin gibi etki gösterir. Ya da beyinde salgılanmış Dopaminin parçalanmasını engelleyerek kullanımını arttırır.
Tedavi sırasında bu ilaçların oluşabilecek yan etkilerini belirleyip ortadan kaldırmak önemlidir. Fakat her ne olursa olsun ilacın yan etkisi görüldü diye ilacı bırakmak ya da doktor değiştirmek yanlıştır. İlacı bırakmak yanlıştır çünkü hastalık belirtileri tekrar ortaya çıkar. Doktor değiştirmek yanlıştır çünkü tedavisi uzun süren bir hastalık olduğu için doktorun tekrar hastalığın seyri ve gelişimi hakkında bilgi sahibi olması zaman gerektirir. Bu da vakit kaybıdır. İlaç tedavisiyle kas sertliği, titreme, hareketlerdeki yavaşlığın düzelme ihtimali yüksektir. Tamamen düzelmese de azalmasını sağlayacaktır. Bunun yanında konuşma bozukluğu, donuk yüz ifadesi, yazma bozukluğu, terleme gibi sorunlar da düzelebilir.
Tedavi de bir diğer önemli nokta psikolojik olarak hastanın kaybettiklerini tekrar hastaya kazandırmaktır. Parkinson tedavisinde aile ve hekimin bir arada çaba göstermesi hastanın kendisini daha iyi hissetmesini sağlar ve hastanın yaşam standardını arttırır. Aileden gelen desteğin katkısı fazla olacaktır.
Parkinson hastalığını düzeltmesi diyetin hiç önemi yoktur. Ama dengeli beslenme sağlık açısından faydalıdır. Herhangi bir vitamin tedavisi de bu hastalığa çare değildir.
Parkinson hastalığında cerrahi tedavi gerekir mi?
Cerrahi tedavi ilk tercih yolu değildir. Ama hastalık düzeltilemiyorsa, ilaç kullanımı işe yaramıyorsa uygulanabilir. İki tip tedavi söz konusudur. Hastaya önce anestezi yapılır. Sonra kafatasından bir delik açılır ve gereken bölgedeki hücrelerde hasar yapılır. İkincisinde gereken yere bir elektrot takılır fakat bu sefer hasar yapmadan gerçekleştirilir. Köprücük kemiğinin altına yerleştirilen uyarıcıyla bu elektrot kontrol edilir. Hasta bu aleti mıknatısla açıp kapatabilir. Açtığında hastalığın belirtileri görülmez, kapattığında ise tekrar oluşur.
Bu tedaviler uygulanırken bazı şeylere dikkat edilmelidir. Çünkü her hastaya aynı tedavi uygulanmaz. Hastanın yaşına, hastalığın hangi döneminde olduğuna, maddi gücün verdiği imkâna, hastada görülen belirtiye göre farklı tedavi uygulanır. Uygulanacak ilaç dozu yaşa göre değişir.